Beyaz Gemi
Kitabın Konusu
Roman, San-Taş Vadisi'nde etrafındaki beş-altı insanla yaşamak zorunda olan, dedesinden başka seveni olmayan, gerçek hayatında mutsuz olan fakat hayal dünyasında mutlu olmaya çalışan bir çocuğun psikolojisini konu almakyadır.
Kitabın Özeti
Kitabın Kahramanları
Kitabın Konusu
Roman, San-Taş Vadisi'nde etrafındaki beş-altı insanla yaşamak zorunda olan, dedesinden başka seveni olmayan, gerçek hayatında mutsuz olan fakat hayal dünyasında mutlu olmaya çalışan bir çocuğun psikolojisini konu almakyadır.
Kitabın Özeti
Çocuk San-Yaş Vadisi'nde dedesi, üvey ninesi,
Orozkul, Bekey hala, Seydahmet, Gülcemal ve köpeği Beltek ile berabar
yaşamaktadır. Vadide sadece üç ev vardır. İlk evde dedesi ve üvey
ninesi ile çocuk;ikincide Mümin dedenin büyük kızı Bekey hala ile kocası
korucubaşı Orozkul; üçüncüde ise tembel işçi Seydahmet ile karısı
Gülcemal ve küçük kızları yaşamaktadırlar.Çocuk bu küçük dünyada mutlu
olmaya çalışmaktadır. Hiç arkadaşı yoktur ve okula henüz başlamamıştır.
En büyük zevkleri dedesinin kendisine dere kıyısında yaptığı gölette
yüzmek; "Deve, Kurt, Eyer ve Tank" isimlerini verdiği kayalarıyla
konuşmak; dedesinden masal dinlemek ve dağa çıkıp dedesinin dürbünüyle
kasabaya, Isık Göl'e ve San-Taş Vadisi'ne daha yakından bakmaktır. Her
akşam eline dürbününü alıp, dağ başına çıkar ve Isık Göl'de ancak
beş-altı dakika görünüp kaybolan beyaz gemiye bakar.
Annesi ve babası onu çok küçük yaşlarda
terketmişlerdir. Annesi şehirde kendine yeni bir yaşam kurmuştur.
Çocuk
babsının beyaz geminin kaptanı olduğuna, bir gün başı insan başı olan
bir balık olup beyaz gemiye kadar yüzeceğine ve babasıyla konuşacağına
inanmaktadır. Dedesi çok iyi kalpli, çalışkan,köse bir insandır.
Çevresindekiler ona Kıvrak Mümin lakabını takmışlardır. Damadı
Orozkul'un yanında çalışır ve onun emirlerini yerine getirir. Orozkul
şişman, koca kafalı içki içmeyi çok seven, çabuk sinirlenen bir
korucubaşıdır. Mümin'in kızı ve Orozkul'un karısı olan Bekey kısır bir
kadındır. Orozkul bunu Bekey'in suçu olarak bilir ve her akşam içip onu
döver. Orozkul arada bir arkadaşlarıyla içmeye gider ve sarhoş olunca
yanındakilere birer tomruk sözü verir. Tomruğu kesip dağdan indirme,
çayın karşısına geçirme ve kamyona yükleme zamanı gelince de verdiği
söze pişman olur ama iş işten geçmiştir. Arada bir vadiye şehirden
"Maşin Mağaza" denilen içi ıvır zıvır dolu bir araba gelir. Bir gün yine
Maşin Mağaza geldiğinde dedesi çocuğa bir okul çantası alır. Ertesi yıl
çocuk okula başlar. Çocuk dedesinden masal dinlemeye bayılır. Her akşam
artık ezberlediği "Boynuzlu Maral Ana" masalını dinler . Dedesine göre
hepsi Boynuzlu Maral Ana'nın soyundan gelmektedirler. Çocuk da buna
inanmaktadır. Masala göre maral ana San-Taş Vadisi'ni terketmiştir ama
onları sürekli korumaktadır. Mümin çocuğu her gün atıyla okula göyürüp
getirmektedir. Okul çok uzaktadır ama hiç geç kalmamıştır.
Çocuk bir gün yol kenarındaki
kayalarıyla oynarken San-Taş yakınlarından kuru ot almaya gelen beş-altı
kamyonluk bir konvoy görmüştür. Çocuk en öndeki kamyonun peşine takılıp
koşmaya başlar. Çocuğu gören şoför durur ve çocukla biraz konuşur.
Şoför genç ve yakışıklı biridir. Adı Kulubeg'dir. Çocuğa dedesini
tanıdığını, kendisinin de Boynuzlu Maral Ana'nın soyundan geldiğini
söyler ve ayrılır.
Ertesi gün Mümin dede ile Orozkul yine
dağdan bir ağaç indirirler. Bu sırada uzun zamandan beri ormanda
görülmeyen maralları görürler fakat işleri olduğundan onlarla
ilgilenemezler. Akşam olmuştur. Dede, Orozkul'a söyleyip çocuğu okuldan
almaya gitmek ister fakat Orozkul ağacı indirmeleri gerektiğini
söyleyip izin vermez. Tomruğu çaydan geçirirlerken tomruk çayda
kayalara takılır. Çıkarmak için çok uğraşırlar ama çıkaramazlar. Dede
vaktin çok ilerlediğini farkeder, daha fazla dayanamaz ve daha önce hiç
yapmadığı bir şey yapıp Orozkul'dan izin almadan çocuğu almaya gider.
Çocuk akşama kadar okulun kapısında dedesini beklemiş ve ağlamaktan
gözleri şişmiştir. Dede yolda çocukla öğretmenine rastlar. Çocuğu
öğretmeni eve getirmektedir. Dede öğretmenden özür dileyip çocuğu alır
ve yola koyulurlar. Çocuk dedesine küsmüştür. Hiç konuşmamaktadır. Dede
çocuğun gönlünü almak için Boynuzlu Maral Ana'yı gördüğünü söyler. Çocuk
bu habere çok sevinir. Dedesine ormana gitmek için yalvarır fakat akşam
olduğu için eve dönerler. Eve geldiklerinde Orozkul'u sabahki olaydan
dolayı çok sinirlenmiş bulurlar. Orozkul o gün Bekey halayı yine
dövmüştür. Çocuk evin bu durumuna çok üzülür ve yatmaya gider.
O gece müthiş bir dipi çıkar. Gece
yarısı Kulubeg ve arkadaşları yolda kaldıkları için Mümin dedenin evine
sığınırlar. Kulubeg ve arkadaşlarının gelmesiyle evdeki hava biraz
yumuşar. Sabah kamyoncular evden ayrılırlar. Aynı gün Orozkul'un tomruk
sözü verdiği arkadaşı tomruğu almak için gelir. Adı Koketay'dır. İri
yapılı, esmer biridir. Tomruk ise hala önceki gün bıraktılları yerde
çayın içinde beklemektedir. Tomruğu almak için Orozkul, Koketay ve
Seydahmet yola koyulurlar. Dede de Orozkul'un kendini affedeceği
düşüncesiyle peşlerine takılır. Orozkul kıyıda emirler yağdırırken Mümin
dede, Seydahmet ve Koketay tomruğu çıkarmaya çalışmaktadırlar. O sırada
çayın karşısında birkaç tane maral görürler ama işlerini
bırakamayacaklarından marallarla ilgilenemezler. Biraz uğraştıktan sonra
tomruğu çıkarıp kamyona yüklerler.
Çocuk o gün hastadır ve önceki gün
akşamdan beri evde yatmaktadır. Akşam üzeri kahkaha sesleriyle uyanır ve
bahçeye çıkar . Herkes neşe içindedir ve hepsi de sarhoştur. Dede ise
et dolu bir kazanın yanına çökmüş sessizce kazanın altındaki ateşle
oynamaktadır. Çocuk hemen dedesinin yanına gider. Ona seslenir fakat
dede duymaz. Birkaç defa daha seslenir fakat dede hiç cevap vermez.
Çocuk kötü birşeyler olduğu hissine kapılır. Az ilerde Bekey'i,
Seydahmet'i,Gülcemal'i ve Koketay'ı görür. Hepsi de yiyip içmekte ve
eğlenmektedirler. Çocuk önce neler olduğunu anlamaz. Avlunun dışında
henüz kanı kurumamış geyik derisini, bağırsak eşeleyen Beltek'i ve
elindeki baltayla Maral Ana'nın boynuzlarını kırmaya çalışan Orozkul'u
görünce neler olduğunu tahmin eder. Çocuk bu korkunç manzara karşısında
dayanamayıp içeri kaçar ve yorganın altına girip ağlamaya başlar. Bu
arada Kulubeg'in gelip onu kurtaracağını ve Orozkul'a haddini
bildireceğini hayal etmektedir. Az sonra sofra içeri kurulur. Çocuk
hayalinden yine kahkahalarla uyanır. O sırada Seydahmet olanları
anlatmaktadır. Çocuğun bir türlü anlam veremediği olaylar şöyle cereyan
etmiştir: Tomruğu çıkardıktan sonra Seydahmet ile Mümin dede ormana
çalışmaya giderler. Bu arada maralları yine görürler. Seydahmet onları
vurmak ister, dede ise buna karşı çıkar. Seydahmet dedeyi dinlemeyip
maralların peşine düşer. Dede de Seydahmet'in arkasından gider.
Seydahmet maralları vuracaktır ama sarhoş olduğu için nişan alamaz ve
tüfeği dedeye verip maralları vurması gerektiğini, vurmazlarsa
kaçıracaklarını ve Orozkul'un dedeyi affetmeyeceğini söyleyip dedeyi
kandırır. Dede ise maralları vurursa Orozkul'un onu affedeceğini ve
herşeyin düzeleceğini düşünerek marallardan birini istemeye istemeye
vurur.
Çocuk bunları duyunca çıldıracakmış gibi
olur ve dışarı kaçar.Dedesini yerde toz toprak içinde yatarken bulur.
Ona birkaç defa yine seslenir ama dede yine duymaz. Olanlara dede kendi
de inanamamaktadır. Çocuk dedesinden bir tepki alamayınca balık adam
olup babasına ulaşacağını düşünerek koşar ve kendini dereye atar. Hızla
akan su çocuğu alıp götürür fakat çocuk hiç bir zaman balık
olmayacaktır.
Kitabın Kahramanları
Mümin Dede: Çok iyi kalpli, yardımsever,çalışkan
bir insandır. 60-70 yaşlarında köse bir ihtiyardır.Damadı Orozkul'un
yanında çalışmaktadır. Vadideki üç evin birinde ikinci karısı ve torunu
ile yaşamaktadır.
Çocuk: 5-6 yaşlarında, kısa boylu,
kepçe kulaklı, çirkin bir çocuktur.Hiç arkadaşı yoktur. Hayalperest ve
mutsuzdur. Doğayı çok sever.
Orozkul: Şişman, koca kafalı, içki
içmeyi çok seven, insanlardan ve doğadan nefret eden, sinirli,umursamaz
biridir. Korucubaşıdır fakat ormana en çok o zarar vermektedir.
Bekey: Orozkul'un karısı ve Mümin'in kızıdır.Kısırdır,sabırlı ve hoşgörülü bir kadındır.
Seydahmet: Uzun boylu, çirkin
biridir.Tembeldir. Orozkul'un ve dedenin yanında çalışmaktadır. Bir
karısı ve bir kızı vardır.
Gülcemal: Seydahmet'in karısıdır. Günlerini genelde çocuğun ninesine ve Bekey'e yardım etmekle ve kızına bakmakla geçirir.
Kulubeg: Genç , yakışıklı ve güçlü
bir şofördür.Mümin dede ve çocuk gibi boynuzlu maral ananın soyundan
geldiğine inanmaktadır.
Koketay: Orozkul'un arkadaşıdır. İri yapılı ,esmer tenli bir adamdır.
Romanda ayrıca çocuğun annesi,
babası,boynuzlu maral ana, köpeği Beltek, kayaları "Eyer, Tank, Deve,
Kurt" karakterlerinden de bahsedilmektedir ama bu karakterler hakkında
çok fazla bilgi sunulmamıştır.
Cengiz Aytmatov
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder