Ateşten Gömlek Kitap Özeti (HALİDE EDİP ADIVAR)
1.KİTABIN KONUSU:
Milli Mücadele sırasında Ayşe, Peyami ve İhsan arasında geçen acıklı bir aşk hikayesi.
2.KİTABIN ÖZETİ:
Bacaklarını katbeden Peyami,dışişleriyle ilgili bir meslek seçmiştir. Hatıralarını yazdığı sıralarda, kafatası da açılacak, içerde kaldığı sanılan bir kurşun aranacaktır.
Ayşe,
Peyami’nin uzak bir akrabasıdır. İzmir’den, onunla evlendirilmek üzere
İstanbul’a davet edilmiş, ama Peyami istememiştir.Bunun üzerine, onuruna
çok düşkün olan Ayşe, bir daha hiç bir zaman Peyami’yle evlenmemeyi
aklına koymuştur. Nitekim bir başkasıyla evlenir.Ayşe’nin kardeşi Cemal
subaydır.Harbiye Nezaretindeki Binbaşı İhsan’la Mütareke’nin ilk
zamanlarından beri çok iyi anlaşmaktadırlar.Peyami’nin annesi,
Şişli’deki salonuyla o günlerin kibar kadını, tanınmış kadını,
sözgeçiren bir kadındır. Kadınlar arasındaki propagandayı o idare eder.
İstanbul’da çeşit çeşit inanç, türlü türlü çalışma vardır. Özellikle
manda taraftarları, ülkeyi bir başka yabancı devletin boyunduruğu altına
koymak için çok çalışmaktadırlar. Bir gün İzmir’e Yunanlıların girdiği
haberi gelir. Ayşe’nin kocasını, küçük oğlunu, birçok suçsuz insanla
birlikte süngülemişler, delik deşik etmişlerdir. Ayşe, kalkar İstanbul’a
Peyami’lere gelir.
Sultanahmet
meydanında büyük bir miting yapılır. Mitinge kadın erkek, çoluk çocuk
katılmıştır; asıl gelenler İstanbul’un arka mahalle insanlarıdır.
Minarelerin arasına çok büyük, siyah bayraklar asılmıştır. Orada halk,
ülke kurtuluncaya kadar dövüşmeye, sanki ant içmeye gelmişlerdir.
Büyük
toplantıdan sonra İhsan’la Cemal Anadolu’ya geçerler. Peyami şiddetli
bir tifoya yakalandıktan sonra, ayşe ile birlikte kağnıya atlayıp
Kandıra köyünde bulunan İhsan’ın yanına giderler. Bir çete kurmuşlardır.
Ulusal harekete karşı koymak isteyen köyleri yola getirirler. Peyami’i
,dilbilgisinden yararlanmak üzere, mütercim olarak milli müdafaya
verirler. Ankara’ya gelir. Ayşe hemşire olmuş, Eskişehir’e gitmiştir.
İhsan, çelikten bir insan gibi, yorulmak bilmeden didinir, çalışır.
Hepsi Ayşe’nin, İzmir kızının peşinde, İzmir yolunda ölmeye söz
vemişlerdir. Bu sıtmayla sanki üstlerine ateşten bir gömlek
giymişlerdir. Peyami, büyük bir uğraştan sonra kendini İhsan’ın komutası
altındaki birliğe verdirir. İhsan, bir akşam Peyami’ye Ayşe’yi nasıl
yana yana sevdiğini anlatır. İkinci İnönü Savaşı’nda alayının başında,
başını kurşunlara uzatarak ölümü beklemiştir. Metristepede göğsünden bir
kurşun yiyerek bayıldığı an her şeyin bittiğine hükmetmiştir. Çok kan
kaybetmiştir. Hastanede yer olmadığı için İhsan’ı bir otelde, küçük bir
odaya yatırırlar. Ayşe sabahları gelir, yarasını gözden geçirir,
çarşaflarını değiştirir, derecesini alır. İhsan, öğleye kadar hep bunun
yaşamakla vakit geçirir. Bir akşam, Ayşe ile, İzmir’e girecekleri günü
konuşurlar. İzmir’e ilk giren kendisi olmak şartıyla Ayşe’den kendisiyle
evlenmesini ister. Ayşe bu sözü vermeden, mantosunu kapar, kaçmaya
başlar. İhsan, yarasını açarak intihara teşebbüs eder. Ayşe de ister
istemez geri dönmek zorunda kalır.
İhsan’a
rastlantılar fena bir oyun oynar. Hava değişimi için Ankara’ya
gönderilir. Orada, ihsan’ın isteğine aykırı olarak, bir amca kızını
onunla evlendirmeye kalkarlar. İhsan bunu kabul etmez, ama dönüşte,
trene binerken amcasının kızına, onu öperek veda eder. İşte kötü
rastlantı burada kendini gösterir; Ayşe, bu sahneyi görmüştür. İzmir’in
kızı, o günden sonra İzmir’den başka hiçbir şey düşünmez olur. İhsan’da
yırtıcı bir savaş başlamıştır; dışından düşmanlarla içinden kendi
kendisiyle savaşmaktadır. İhsan, bir saldırı sırasında, tırmandığı
tepenin en yüksek noktasında bir makinalı ateşiyle vurulur. Peyami’nin
kolları arasında hayata veda eder.
Ayşe
Hemşire bu saldırıda vurulanlar arasındadır. Peyami, bir sedye içinde
bir asker kaputu altında onu bulur. Hemşire gömleği kana bulanmıştır.
Sol kaşının üztünden iri bir yara almıştır. Hemşirenin şehit oluşu
hazindir: Sıhhiye bölüğünde çalışırken komutanın şehit düştüğü haberi
gelir. Bunu duyar duymaz fırlar, ileri, en ileri hatta kadar koşar.
Yakalayamazlar. Bir yop mermisi parçasının isabetiyle vurulur.
Peyami,
Ayşe’yi de İhsan’ı da Gökçepınarda yan yana gömdürür. Niyeti İzmir’e en
önce girip, bunu Gökçepınarda yatan Ayşe’ye anlatmaktır. Çünkü,
Peyamiye göre Ayşe hiç kimseyi sevmemiştir. Onun seveceği insan, İzmir’ e
ilk girecek olan insandır.
Peyami’nin
hatıra defteri burada biter. Ameliyattan sonra, Cebeci hastanesinin iki
doktoru bu konuda konuşurlar. Yedek asteğmen Peyami Efendi’nin
kağıtlari incelenmiştir. Ne İhsan isminde bir alay komutanı bulunmuştur,
ne de Ayşe adında bir hemşire. Peyami’nin akrabası da bulunmamıştır.
Bunun üzerine iki doktor, hatıra defterindeki olayların, kafasına kurşun
girmesinden ileri gelme hayaller olduğuna karar verirler.
3.KİTABIN ANAFİKRİ:
İyi bir amaç doğrultusunda insanları motive edebilmek oldukça önemlidir ve amaç için her yol kullanılabilir.
A.Şahısların Değerlendirilmesi
Peyami: Savaş
sırasında kafasında yaralanan biri zamanında yapmadığı işlerden dolayı
büyük üzüntü doyan, muhtemelen psikolojik sorunları olan biri.
İhsan:
Ayşe’ye karşı çok samimi duygular besleyen fakat savaş sırasında
bunları açıklayamayan dolayısıyla kendi içinde çetışma yaşayan biri.
Cemal: İyi niyetli, yaşam dolu bir insan.
Ayşe: Milli duyguları çok kabarık olan bu yüzden kendi ilişkilerini feda eden biri.
B.Olayların Değerlendirilmesi
Olaylar Milli
Mücadele etrafında gelişmiştir. Halide Edip Adıvar, Milli Mücadele’nin
içinde yer aldığından olaylar gerçeğe çok yakındır.Olaylar bu acıklı aşk
hikayesinin çok iyi tamalamakta;hiç bir tezat göstermemektedir.
5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Kurgusu
oldukça kuvvetlidir. Şahısların olaylar karşısındaki tavırları, ruh
halleri öyle güzel tasvir edilmiş ki kendinizi romanın içinde
sanıyorsunuz. Olayın geliş süreci, mekanın ve zamanın uyuşu romanı
sürükleyici hale getiriyor. Cümleler biraz osmanlıcaya kaçsa da
anlaşılması kolay. Raman süresince yapılan geri dönüşler, açıklamalar
ayrı bir ahenk katmış.
Halide
Edip Adıvar; öğrenimini Amerikan Kız Koleji’nde tamamladı. Felsefe,
sosyoloji, matematik dersleri aldı. Matematik öğretmeni Salih Zeki ile
ilk evliliğini yaptı. Öğretmenliklerde bulundu. Kocasının ölümü üzerine
Dr. Adna Adıvar ile evlendi. Halide Onbaşı diye anılarak, ordu içinde
kendine iyi bir unvan sağladı. Uzun yıllar Avrupa ve Amerika’da yaşadı.
Döndükten sonra İstanbul Üniversitesi’ne İngiliz Edebiyatı Profesörü
oldu. Romanlarında ingiliz edebiyatının etkisi açıkça görülür. İlk
romanlarında aşk ve akdın psikolojisi üzerinde duran yazar, sonraki
eserlerinde yurt ve ulus sevgisine yönelik eserler yazdı. İstanbul’da
öldü.
ESERLERİ:
Mor
Salkımlı Ev, Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Yolpalas Cinayeti, Hayat
Parçaları, Sinekli Bakkal, Dağa Çıkan Kurt, Zeyno'nun Oğlu, Döner Ayna,
Sevda Sokağı, Mev'ut Hüküm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder