Sayfalar

25 Ocak 2012 Çarşamba

Bir Pipom Var Yamalıklı (Aşık Veysel)

Bir Pipom Var Yamalıklı

Bir pipom var yamalıklı
Palto giyerim alıklı
Oğlum kızım çarıklı
Mes giymemiş soyum benim

İki gözüm görmez benim
Kimse halim sormaz benim
Beş gün evde durmaz benim
Gurbet oldu köyüm benim

Bir eşim var kızıl sarı
Gubardır gezer saçları
Benim der dünya dilberi
Böyle düşmüş payım benim

Sır saklamam sitir örtmem
Tangolardan otur örtmem
Hecap bilmem hatır örtmem
Olmaz olsun huyum benim

VEYSEL sözün beş par'etmez
El bir taraf yare yetmez
Günah yanından hiç gitmez
Bilmiyorum ki neyim benim 


Aşık Veysel

21 Ocak 2012 Cumartesi

Giz Düşüm (Kaan İnce)

Giz Düşüm

Boşlukta kemiklerin kanattığı karanlık: Sürekli,
geceye bölünen saatlerin asıldığı yer. Kıyı boyunca
çalınan sabah: Esrik tin. Sehpada unuttum başımı, us yitik.
Divansızların bembeyaz ayetleri gibi peşin hüküm giydik.
Gözlerim deniziğnesi.
Kırıl benliğimin benli gözenekleri
İçinde, sürgünlerin gizli sessizliği.
Alnıma dayarım güz görümlük ömrümü, seherin cılız eliyle.
Uzaktaki vahşi güle hüzün kokarım. Ve ölüm ardıma leke
düşer, gözlerimden çekilen sıcaklık korkuluk yüzümde
soğur soğur, iki kaş arasında yenilir kendine uzun yol.
Çiçek tüter düşler karanlığı kısıp pencerede
gök uçurtma çeker yıldız çölüne
Bir ışık örtüsü açılacak göğe, acılaşan gecede; suya ateş
düşüp kirpiklerime gömülecek, yüzüme sıkışmış erguvan
ölüleri. Dilenci kızlara serpinti yağmurun kırık sesi.
Ay batışı gözlere iki ezgi gibi hüzün çökerim, tetikte
yalnız kalan gölgemle. Sıkıntımın yıldız sefası, n'olur
kapatma kollarını, sakalıma basma sabah. Denk cepheli
çalışmalar ederi kadar başlık paramız, asmayın bizi.
Güvencin uçuşu, alabildiğine rüzgâr;
gez arpacık göz tetikte.
Ölüm açmazda bekleyen kuş seslerine sağanak: Bakire
umutlar. Görünmez viranlığım. Çiğ damlacıkları...
Soluğunda sevişen fesleğenlerin, üç kulaç kurşuni sudan
gözlerini saran kokusu; sendeleyen hoş bir yaşam,
inanç yüklü gülüşlerde. Gecenin sararmış mühründe billurlaşan
sessizliğe dolunay doğarım.
Düş artık yakamdan
güneş kırıklarına dadanan sevda. 

Kaan İnce

18 Ocak 2012 Çarşamba

Benim Aşkım (Orhan Seyfi Şirin)

Benim Aşkım

Uçup uçup konamayan
Kör bir kuştur kördür aşkım
Ne sınır ne yasak tanır
Bulut bulut hürdür aşkım

Yüce dağlar doruğunda
El değmemiş kardır aşkım
Ne yapsam hep zarar gördüm
Ettiğim tek kârdır aşkım

15 Ocak 2012 Pazar

Ağıt (Mevlana Celaleddin Rumi)

Ağıt

Göz gamın ne olduğunu bilseydi,
gökyüzü bu ayrılığı çekseydi,
padişah bu acıyı duysaydı;
göz gece demez gündüz demez ağlardı,
gökler yıldızlara, güneşle, ayla
gece demez gündüz demez ağlardı.
padişah bakardı ününe,
tacına, tahtına, tolgasına, kemerine,
gece demez gündüz demez ağlardı.

Gül bahçesi güzün geleceğini duysaydı,
uçan kuş avlanacağını bilseydi,
gerdek gecesi bu özlemi görseydi;
gül bahçesi hem güle hem dala ağlardı,
uçan kuş uçmaktan vazgeçer ağlardı,
gerdek gecesi öpüşmeye, sarılmaya ağlardı.

11 Ocak 2012 Çarşamba

İtiraf (Rüştü Onur)

İtiraf

I
Size açabilmeliydim içimi
Geceler yalnız size
Ve yüzüm kızarmadan
Çocukluğumun küçük aşklarını
Anlatabilmeliydim
Geceler yalnız size.

II
Benim de aşklarım oldu
Ve alabildiğine günahlarım.
Halbuki bigünah olmak istedim
Bütün ömrümce.

III
Anam,
Ben topaç çevirirken sokakta,
Benim güzel oğlum,
Paşa olacak derdi...
Halbuki ben hâlâ
Topaç çeviriyorum sokakta. 


Rüştü Onur

10 Ocak 2012 Salı

Yaşayarak Öğrenme (Dorothy Law Nolte)

Yaşayarak Öğrenme

Bir çocuk kınanırsa her zaman
O da yapamaz başkalarını ayıplamadan
Ve düşmanlık görürse durmadan
Kaçamaz hiçbir zaman kavgadan
Onunla edilirse alay
Utancı öğrenir en kolay,
Ve utançla yaşarsa eğer
Suçlamayı kendisine iş eder
Hoşgörü esirgenmezse ondan
Sabrı da öğrenir bir yandan
Ve verilirse ona cesaret
Nedir, Öğrenir kendine güvenmek.
Övgüyle ödüle layık görülürse çocuk
Hep almayı değil vermeyi de öğrenir çabuk.
Ve güven duyulmuşsa kendisine
O da kulak verecektir dostluğun sesine
Bir çocuk başkalarından görürse beğeni
Bilir kendisinin de sevmesi gerektiğini.
Ve ilgi,dostluk görürse eğer
Sevgiyi sevgiyle yürekten sezer.
Sevgiyi bulunca kucak dolusu
Dünya ile arkadaşlık kurmakta
Kalmaz korkusu...

Dorothy Law Nolte

9 Ocak 2012 Pazartesi

Ağlar Veysel Çıkmaz Sesi (Aşık Veysel)

Ağlar Veysel Çıkmaz Sesi

Ah çektikçe erir gider
Yüreğimin yağı benim
Seni görsem durur gider
Dillerimin bağı benim

Gam leskesi saf saf oldu
Hep sözlerim boş laf oldu
Senin yolunda mahv oldu
Gençliğimin çağı benim

Ah belimi büken oldu
Gurbet bana diken oldu
Altı aydır mekan oldu
Dibi kırkkız dağı benim

8 Ocak 2012 Pazar

Salah Birsel'in Son Maceraları (Salah Birsel)

Salah Birsel'in Son Maceraları

Oysa şu şiir göründüğünden de kısadır
Masanın üstünden sarkan göz kızındır
Puselik makamında bir nağme sazındır
Salâh Birsel ofeder besbelli mahzundur
Bir yol iki kalp arasında uzundur
Oysa şu şiir göründüğünden de kısadır

Oysa aşıkları ağlamaklı kılan tasadır
Kız pencerede oğlan pencereden uzaktır
Bir laf atsın hani yok mu yasaktır
Al götür beni yârin dudağına diyen bardaktır
Bu durum iflah etmez gayri muhakkaktır
Oysa odayı dolaşılmaz hale koyan masadır 


Salah Birsel 

7 Ocak 2012 Cumartesi

Sevdim Seni Ey İnsan (Salah Birsel)

Sevdim Seni Ey İnsan

Ben ölmem
İşimi bilirim ben
Ecel zangoçlarını bile
Bir çırpıda atlatırım

Sıfır denize yuvarlasanız
Lime lime doğrasanız kafamı
Bu odalardan bu kitaplardan
Ayrılamam ayrılamam

Dört elle yapışırım sokaklara
Mavilere beyazlara abanırım
Güzellikler beni yormaz
İnan olsun yaşlanmam

6 Ocak 2012 Cuma

Şiirler Şiiri (Salah Birsel)

Şiirler Şiiri

Yazdığım şiirler içinde benim
Bir tanesi öyle içten öyle güzel
Jale mutlak siz de beğenirsiniz
Bir yeri var hele bütün yazılanlara bedel

Sizsiniz Jale o satırlarda adı geçen
Beyhan sizsiniz Güzin siz
Siz eksiden benim şiirlerime
Hep birden girerdiniz

Siz ki keskin kokuydunuz dünyadan
Yeşildiniz parlaktınız tizdiniz
Siz aşkın kuvvetiydiniz
On sekizinde ve baharda 


Salah Birsel 

5 Ocak 2012 Perşembe

Yaşama Sevinci (Salah Birsel)

Yaşama Sevinci

Herkes sek sek yürür
Ben yalınayak koşarım
Herkes gülerken ağlarsa
Ben ağlarken gülerim

Asık suratlara değil
Anaç kikiriklere bayılırım
İçim ahu gözlüdür
Herşeye aynadan bakarım

Ozanlar çevresine
Devedikeniyle göz kırparsa
Ben temmuz sıcağıyla
Gerdaniye buselikle yaklaşırım

4 Ocak 2012 Çarşamba

Köçekçe (Salah Birsel)

Köçekçe

İsterse darbuka gelsin önden
İster keman çıksın ortaya
Üşüşsünler üşüşsünler
Odaya dolsunlar evveli

Ut atılsın bir türkü çağırsın
Tambur kıpırdasın yerinde
Tımbırdasınlar tımbırdasınlar
Pencereyi titretsinler pencereyi

Zıvanadan çıksın derken her biri
Ötsün zurna alabildiğine
Davul gümbürdesin dümbelek gümbürdesin
Bir köçekçe başlasın sevda yerine


Salah Birsel 

3 Ocak 2012 Salı

Meydandan Geçen Kızlar (Salah Birsel)

Meydandan Geçen Kızlar

Beşi onu bir gelirdi kızların
Vücutları dimdik saçları darmadağın
Dağılmasını beklemezlerdi kalabalığın
Allık pudra düzgün hem de bir yığın
Beşi onu bir gelirdi kızların

Ayrı bir tavırla geçerlerdi önünden karpuzların
Koşarak durarak gülerek
Kimi zaman atak kimi zaman ürkek
Akıllarında tek düşünce erkek
Beşi onu bir gelirdi kızların

Onlar aşığıydı delicesine sazların
Düşmezdi dillerinden hiç Bimen Şen merhum
Öylesine çalım öylesine kurum
Ağızlarında horoz şekeri ve latilokum
Beşi onu bir gelirdi kızların 


Salah Birsel 

2 Ocak 2012 Pazartesi

Meyhane (Salah Birsel)

Meyhane

Ozan Andre Chenier yi
İkiye böldüğünden beri giyotin
Kurum satıyorsa meydanlarında Paris in
Ozan kardeş hadi hop
Sende uzat boynunu
Eş dost akraba beklemesin

Hadi hop sayın cellatlar da
Kavuşsun erkenden çoluk çocuğuna
Tarihten anlaşıldığına göre
Sırası suyu yok bu işin
Sokakdan el ayak çekildimi
Sen de tırt sepete

1 Ocak 2012 Pazar

Bir Başka Tepeden (Yahya Kemal Beyatlı)

Bir Başka Tepeden

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim en hoş ve uzun rüyada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan. 


 Yahya Kemal Beyatlı

Pencerede Kadınlar (Salah Birsel)

Pencerede Kadınlar

İlkin bir sarışın açtı pencereyi
Sonra bir hallicesi bir dillicesi
Daha sonra güldü kaçtı
Kadınların en incesi
Derken sıra esmere geldi
Bir etlicesi bir sütlücesi 


Salah Birsel